Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazar Apaydın Demir, Türkiye'nin tek ayaklı Gölü olarak bilinen Köyceğiz Gölünde yetişen beyaz Nilüfer çiçeği hakkında bilimsel çalışmalarını paylaştı.
Sadece Muğla’daki Köyceğiz Gölü’nde yetişen bu çiçek hem büyüklüğü hem de zengin içeriğiyle dikkat çekiyor. Eşsiz yetişme koşulları ve güçlü yapısıyla dünyada eşi benzeri olmayan bir tür olarak öne çıkan beyaz Nilüfer çiçeği, büyüklüğü, dayanıklılığı ve etken madde zenginliğiyle de biliniyor.
Türkiye’nin tek ayaklı gölünde yetişen bu endemik bitki, bilimsel çalışmalara konu oldu. Dünyadaki “tüm çiçeklerin kraliçesi” olarak anılan bu nadir bitki, Köyceğizli, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kimya Bölümü doktora öğrencisi Yiğit Deveci tarafından ilk kez tez konusu yapıldı.
Prof. Dr. Nazar Apaydın Demir: “Çok Az Çalışılmış Bir Çiçek”
MSKÜ Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazar Apaydın Demir, Nilüfer çiçeği araştırmasının dünyada çok az çalışılmış bir çiçek olduğunu açıkladı.
Bu çiçeğinin diğer Nilüfer çiçeklerinden ayıran en önemli özelliğinin tatlı suyun deniz suyuyla karışması ve göl çevresinde bulunan kaplıcalar nedeniyle nispeten etkilenmiş tatlı sularda yetişmesi olduğunu söyledi.

Demir, “Köyceğiz'in olağanüstü doğasını da eklersek diğerlerinden çok daha güçlü, iri ve etken madde bakımından çok zengin bir çiçek var elimizde” dedi.
Nilüfer çiçeğinin Hint mitolojisinde özellikle uzak Asya ülkelerinde birçok inancın simgesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, beyaz Nilüfer çiçeğinin kanamayı durduran, sindirim ve ishal sorunlarını çözümünde kullanıldığını belirterek, “Bereketin, saflığın ve temizliğin simgesi kabul edilir” dedi.

Tek Ayaklı Göl (Köyceğiz Gölü) Nedir?
Köyceğiz Gölü, tuzlu ve tatlı su karışımı ile göl çevresinde kaplıcalar ve mineralli su bulunması dolayısıyla Türkiye’nin tek ayaklı gölü olma özelliği taşıyor.
Prof. Dr. Demir, "Dünyada sadece 7 tane ayaklı göl var. Ayaklı göl demek, tatlı suyun denize açıldığı göller demektir. Bizim Köyceğiz Gölü de bir ayaklı göldür ve Türkiye'deki tek ayaklı göl niteliği taşır” dedi.
Gölün özelliğinden bahseden Prof. Dr. Demir, “Onu dünyada tek kılan başka bir yanı daha var. Dalyan İztuzu'ndan biraz ilerlediğiniz zaman kaplıcalarla bir araya geliyor. Dolayısıyla bu gel-git olaylarıyla birlikte tatlı su, deniz suyu ve kaplıca suyu, mineralleriyle hepsi birbirine karışıyor. Köyceğiz Gölü'nü seçme sebebimiz bu. Yani burada gel-git hareketleriyle tatlı su çiçeği nispeten tuzlu bir suda yetişiyor. Bu onu endüstriyel olarak kullanmak için daha ideal bir hale getiriyor. Büyük bir ihtimalle onu diğer Nilüferlerden içerik olarak da ayırıyor, daha güçlü bir hale getiriyor" dedi.
“Köyceğiz Gölü'nün Ne Kadar Kıymetli Olduğunu Vurgulamaya Çalışıyoruz”
Bölgesel kalkınmaya katkı sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Demir, “Ben öğrencilerime konu verirken onların bölgesel kalkınmaya katkı sağlamasına da dikkat ediyorum. Bölgeyi iyi tanıyor, düzenli olarak numune almak için ailesi de yardımcı oluyor çünkü bu zor bir iş. Kanallarda geziyoruz, numuneler toplanıyor. Her bir periyod sürekli toplanıyor, yani bir kere toplanmıyor. Gün içinde bile birkaç kere suyun özelliği değiştiği için hem su numunesi hem çiçek numuneleri alınıyor. Köyceğiz Gölü'nün Nilüferi hiç çalışılmamış, aslında ülkemizde Nilüfer çok az çalışılmış. Bu bakımdan bu değerimizi öne çıkarmaya çalışıyoruz ve Köyceğiz Gölü'nün ne kadar kıymetli olduğunu da vurgulamaya çalışıyoruz” dedi.