Bodrumlu işletmeci Atila Sayar’ın büfe devri yüzünden şikayeti üzerine, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras hakkında İçişleri Bakanlığından soruşturma izni talep etti. Buna göre, Aras’ın, Bodrum Belediye Başkanı olduğu dönemde, Bodrum Belediyesi Gıda A.Ş. üzerinden yürütülen tartışmalı bir işletme devri dosyası yüzünden olduğu ortaya çıktı.
Bodrum Kalesi Kuzey Hendek girişinde 2019 yılında faaliyet gösteren Sultan Cafe’nin işletme sahibi Atila Sayar’ın, vakıflardan kiraladığı yaklaşık 10-15 metrekarelik alan üzerine kaçak uygulamalar yaptığı, alanın birinci derece arkeolojik SİT statüsünde bulunduğu ve belediye mülkünde kaldığı belirlendi.
ARAS TALİMAT VERDİ, KAÇAK YAPI YIKILDI
Bunun üzerine dönemin Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın talimatıyla zabıta aracılığıyla kaçak yapılar kaldırıldı.
İşletmeci Sayar, daha sonra Kumbahçe Mahallesi’ndeki belediyeye ait plaj büfesini kiralayarak çalıştırdı. Ancak bu alanın asıl tasarrufunun Milli Emlak Müdürlüğü’ne ait olduğu bildirildi. 
BÜFE TAHLİYE EDİLDİ
Yaklaşık dört yıl sonra Çevre İl Müdürlüğü plaj büfesinin tahliyesini talep etti ve büfe kapatıldı. İşletmeci, mağduriyetini Aras’a ileterek süre talep etti. Aras ise hüküm ve tasarrufun Çevre İl Müdürlüğü’nde olduğunu belirterek tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.
BAŞKAN ARAS KONUŞTU: KAÇAK UYGULAMALARIN KALDIRILMASIYLA GÖREMİ YAPTIM
Konuyla ilgili açıklama yapan Aras, şunları söyledi:
“Burada asıl hüküm ve tasarrufun Milli Emlak Müdürlüğünde olduğunu kullanması karşılığında Milli Emlak Müdürlüğüne ödemesi gerektiğini belirterek bu şartlarda plajı kamuya açık tutarak, sadece büfede plajda ihtiyaç olan temel gıda maddelerini satabileceğinden hareketle kendisiyle konuştuk. Böylece vakıf malı olan ve birinci derece arkeolojik SİT statüsünde olan mekan belediyede kaldı. Yaklaşık dört yıl sonra Çevre İl Müdürlüğü tarafından Bodrum Belediyesine yazı yazılarak plajdaki büfenin kapatılması talep edildi ve büfe tahliye edildi. İşletmeci avukatı ile birlikte yanıma geldi, mağdur olduğunu ve süre verilmesi için yardımcı olmamı istedi. Ben de hüküm ve tasarrufun Çevre İl Müdürlüğü’nde olduğunu anlattım ve tahliye edilmesi gerektiğini ifade ettim. Daha sonra kendisinin davacı olduğunu öğrendim. Ben şahsen öncelikle işgal edilmiş, birinci derece arkeolojik SİT alanına yapılan kaçak uygulamaların kaldırılmasıyla görevimi yaptım”
 
                                                                   
                         
                                                                                             
         
                                 
                     
                     
                     
                     
                    